CİMRİLİĞİN BEDELi
Hindistan cevizinin bolca yetiştiği bir deniz kıyısında, zenginliğiyle çok konuşulan bir adam varmış. Zenginliği kadar cimriliğiyle de tanınırmış bu adam. Alışveriş yaptığı herkesle pazarlık eder, bu huyuyla insanları canından bezdirirmiş.
Yine pazara gittiği bir gün, canı Hindistan cevizi istemiş. Satıcılardan birine Hindistan cevizinin fiyatını sormuş.
Beş kuruş! demiş satıcı.
Bu fiyat cimriye çok pahalı gelmiş. Başka bir satıcı bulup ona sormuş.
Uç kuruş!” denince, pazarlık edip hindistan cevizini iki kuruşa satın almak istemiş. Satıcı kabul etmemiş, ona üç kuruşa hindistan cevizi alabileceği bir başka tezgah göstermiş. Bizim cimri ihtiyar ucuz malı duyunca, hemen söylenen yere gitmiş.
Hindistan cevizi ne kadar? diye sormuş.
Uç kuruş!” demiş satıcı.
Bir kuruşa verirsen alırım! diyerek yine pazarlığa başlamış.
Satıcıdan:
Olmaz! yanıtını alınca, başka tezgahlara yönelmiş. Sonunda, bir kuruşa hindistan cevizi satılan bir tezgah bulup sormuş:
“Hindistan cevizi bir kuruşa değil mi?”
Evet! demiş satıcı.
Ama. sen bana bedava verirsen alırım.
Satıcı, bir insanın bu kadar cimri olabileceğine inanamıyormuş. Kızgınlıkla söylenmiş:
Para ödemek istemiyorsan, sahildeki hindistan cevizi ağaçlarına git. Dala tırmanıp, cevizleri koparmayı başarırsan hindistan cevizini bedava almış olursun.’
Bunu duyar duymaz sahile koşmuş. Ağaçlardan birine güçlükle tırmanabilmiş. Dallardaki en büyük hindistan cevizini gözüne kestirmiş, fakat onu almak için ağacın en tepesine tırmanması gerekiyormuş. Elini kaldırıp üstteki dalı tutmuş ve biraz daha yükseğe çıkmış: cevize artık ulaşabilirmiş.
Parmaklarını uzatıp, cevizi yakalamasıyla ayağının kayması bir olmuş. Düşmemek için sıkıca cevize tutunmuş. Ne kadar çabalasa da ağaçtan inebilmesi im- kansızmış. Cevize tutunmuş bir halde daldan aşağı sarkmış.
Cimriliği yüzünden ağacın tepesinde asılı kalınca aklı başına gelmiş. Yanındaki insanlar, adamın bu komik halini görüp katıla katıla gülmeye başlamışlar. İyice akıllansın diye. uzun bir süre adamı ağaçtan kurtarmamışlar.
Yorum 0