Aslı ile Kerem Hikayesi Nedir?

Yıllardır hepimizin yerli-yersiz kullandığımız "Aslı ile Kerem gibi" deyimi bu hikayeden ortaya çıkmıştır :)


Aslolan isimi Ahmet Mirza olan Kerem, Isfahan Şahının adam çocuğudur. Şahın hazinedarlığını meydana getiren Ermeni Rahibinin kızı Aslı ile Kerem birbirlerini severler. Şah Rahipten kızı adam çocuğuna ister. Rahip, bir Müslüman kız vermek istemez. Sadece hükümdarın isteğini reddedemez; bir süre ister ve bu mühletin içinde saklıca memleketten kaçar. Kerem de Aslı’nın peşinden yola düşer. İşte, Kerem’in sevilmiş olduğu kızın ardınca tüm Anadolu’yu baştan başa gezmesi böylelikle adım atar.

Kerem artık yanında sadık arkadaşı Sofu (Kerem’in dilinden: Sofu Kardeş), omuzunda sazı ile bir “Âşık” olmuştur. Her gittiği yerde, her rasladığına sazıyla ve yanık türküleriyle, Aslı’nın müsaadesi sorar, ona haber verenler de olur, vermeyenler de… Kimi kez nehirlere, dağlara, kayalara, dağlardaki hayvanlara derdini döker; yolunu bağlayan karlı, boranlı bellerden yol ister. Onun önüne çıkan engeller, bir kere inkisarına uğradılar mı iflah olmazlar. Kerem aşk ateşinde pişe pişe kemale erer, keramet sahibi olur. Tanrı onun her dileğini yerine getirir.

Kimi şehirlerde Kerem, Aslı Han’a bir zaman kavuşur. Rahipten habersizce bir süre birbirlerine sevgilerini anlatırlar, dertlerini dökerler: Erzincan Bağlarında ve Kayseri’de olduğu şeklinde… Sonucunda Kerem Aslı’sının peşinden Halep’e varır. Halep Paşasına kendini sevdirir: Paşa, Rahibi tehdit ederek kızını Kerem’e vermeye razı eder. İki sevdalının nikâhları kıyılır. Sadece fena ruhlu Rahip onlara son fenalığı yapar: Kızına büyülü bir gerdeklik gömlek giydirir. Bu gömlek son düğmesine kadar açılır, yeniden kapanır imiş. Kerem sevdiğinin düğmelerini bir türlü çözemez. yüreğinden kopup gelen ateşle yanar, kül olur. Kerem’in külleri dağılmasın diye bekleyen Aslı Han’ın saçları, küllerin içinde kalmış bir kıvılcımla tutuşur; iki âşığın sadece külleri birbirine kavuşur.

Sevgililerin birbirine kavuşmasıyla bitmeyen bir macera olduğundan Kerem hikâyesi çömez, düğün ve kış geceleri muhabbetlerinde eğlence vasıtası olan halk hikâyeleri içinde, oldukca sevindirilmiş olduğu halde, başından sonuna kadar anlatılmaz, hattâ bir fazlaca yerlerde bunun anlatılmasını günah sayarlarmış.

Kerem Erzurum’da hasta yatarken, Aslı Han’ın üç gün sonrasında geleceğini haber verirler.

O zaman şu türküyü söyler:

Bir han köşesinde kalmışam hasta
Gözlerim kapıda kulağım seste
Kendim gurbet elde gönül heveste
Gelme ecel gelme üç gün ara ver
Al benim sevdamı götür yâre ver.

Erzurum dağları duman dildedir
Başım yastıktadır gözüm yoldadır
Aslı hayın yârdır adam aldadır
Gelme ecel gelme üç gün ara ver
Al benim sevdamı götür yâre ver.

Erzurum dağları kardır geçilmez
Saklı sırdır her adama açılmaz
Ayrılık şerbeti zehir içilmez
Gelme ecel gelme üç gün ara ver
Al benim sevdamı götür yâre ver.

Felek sen mi kaldın bana gelecek
Akıttın göz yaşım kimler silecek
Kerem’e dediler Aslı’n gelecek
Gelme ecel gelme üç gün ara ver
Al benim sevdamı götür yâre ver

Tepkinizi öğrenebilir miyiz?

Sevimli Sevimli
81
Sevimli
Üzüldüm Üzüldüm
506
Üzüldüm
Zekice Zekice
105
Zekice
Süper! Süper!
74
Süper!
Oyhşş Oyhşş
84
Oyhşş
Aman Tanrım! Aman Tanrım!
139
Aman Tanrım!
Hıh Hıh
79
Hıh
Şaşırdım Şaşırdım
84
Şaşırdım

Yorum 0

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aslı ile Kerem Hikayesi Nedir?