Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, ülkelerin birinde kendi halinde geçinmeye çalışan çok yoksul bir karı koca yaşarmış. Bazen yiyecek yemeği, içecek suyu dahi olmayan bu karı koca, tüm zorluklara rağmen hep neşe içindelermiş. Yaşlı kadın evde patikler, yelekler örüyor, yaşlı adam da her gün evden çıkıp pazara bu yelek ve patikleri satmaya gidiyormuş. Bazen hiç satın alan olmaz, bazen de bir veya iki kişi alırmış bu örgülerden. Yaşlı kadın her gün neşeyle karşılamaya devam edermiş kocasını. ‘Hoş geldin bey, sayende ekmeğimiz oluyor, çok şükür’’ dermiş.
Günler böyle geçip giderken yaşlı kadın örmeye yaşlı adam da pazara gidip bunları satmaya devam etmiş. Ancak yaşlı adam pazarda çok yoruluyor, ayrıca çok öksürüyor, artık pazarda örgü satacak güç bulamıyormuş. Karısı dinlenmesini istemiş artık kocasından, ‘Ben giderim senin yerine, ben satarım ördüklerimi’’ demiş. Yaşlı adam pek istemese de mecbur kalıp kabul etmiş.
Ertesi sabah yaşlı kadın pazara gitmek için çıkmış yola. Ama şans bu ya kadıncağız yolda yürürken ayağına bir şey takılıp sendelemiş. Eğilip neye takıldığına bakarken ne görsün; bir kese dolusu altın! Kadıncağız sağına bakmış, soluna bakmış, kimseleri görememiş ama altınlar onun olmadığı için alıp harcamak da istememiş. ‘’En iyisi’’ demiş, ‘’altınları sayayım ki, biri gelir de altınların kendisinin olduğunu söylerse kaç altın olduğunu sorarak emin olabileyim.’’ Kadıncağız altınları saymış bitirmiş, hava kararana kadar da orada beklemiş ama ne gelen olmuş ne de giden…
Mecbur kalınca altınları da alıp eve götürmüş yaşlı kadın. Kocasıyla düşünmüşler ne yapmak gerektiğini. Sabah olunca yaşlı kadın yeniden düşmüş yollara, ilk iş altın dolu keseyi bulduğu yere geri gitmiş, yeniden beklemeye koyulmuş. Bir saat, iki saat derken genç bir kız gelmiş yerlere bakınarak. Genç kız yaşlı kadına seslenmiş: ‘Teyzeciğim küçük bir kese arıyorum, içinde 1000 tane altın vardı, sen gördün mü?’’ Yaşlı kadın hemen çıkarmış altın kesesini cebinden. Bir anda ne görsün; altınları eline alan genç kız peri kızına dönüşmüş, kanatlanıp havalarda uçmaya başlamış!
‘Ben keseyi bilerek buraya sakladım teyzeciğim’’ demiş, ‘’Kim keseyi bulur da kendisine saklamayıp sahibini ararsa altınlar onun olacaktı.’’ Yaşlı kadın gördüklerine inanmaya çalışırken devam etmiş sözlerine peri kızı: ‘Bütün altınlar sana hediyemdir, artık rahatlık içinde yaşayabilirsin teyzeciğim.’’
Yaşlı kadın altınları da alıp koşarak eve gitmiş, kocasına anlatmış olan biteni. Yaşlı karı koca iyiliklerinin karşılığı olarak ömürlerinin sonuna kadar rahatlık ve zenginlik içinde yaşamışlar.
Yorum 0