Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, buradan çok da uzak olmayan bir köyde iki iyi arkadaş yaşarmış:,Kaplumbağa ve tavşan.
Kaplumbağa ve tavşan çok iyi arkadaş olmalarına rağmen tamamen birbirlerinin tersiymiş.
Tavşan, sabah uyandığı gibi kalkar, yatağını toplar, dişlerini fırçalar, yemeğini yer ve dışarı çıkar, kaplumbağanın evine giderken bay kunduza, bayan ayıya ve bayan tavuğa günaydın dermiş.
“Günaydın bay kunduz, günaydın bayan ayı, günaydın bayan tavuk.” diye hepsini selamlamış,Tavşan, o gün de evinden çıkıp, çabucak kaplumbağanın evine varmış ve kaplumbağayı çağırmış.
Kaplumbağa çok yavaş olduğundan, beklerken tavşanın canı çok sıkılmış.
Tavşan: “Kaplumbağa , günaydın kaplumbağa. Ben eski dostun tavşan. Ben geldim aç kapıyı” demiş.
Sonra dayanamamış ve kapıyı bir kaç kere çalmış.
Camdan içeri seslenmiş ve evin önünde dolaşmış. Fakat kaplumbağa bir türlü evinden çıkamamış.
Tavşan’ın tüm ısrarlarına rağmen, dışarı çıkmaya yanaşmayan kaplumbağa, aslında Tavşan’ın bu kendini beğenmiş tavırlarını da pek sevmiyormuş.
Uzun bir zaman geçtikten sonra kaplumbağa kapıyı açmış. Tavşanla birlikte dışarı çıkıp oyun oynamaya başlamışlar.
Kaplumbağa yavaş olmasına rağmen satrançta, saklambaçta, çelik çomakta, damada, misket oyunlarında hep tavşanı yenermiş.
Tavşan buna çok üzülürmüş , “her şeyi ben daha hızlı yapıyorum ama kaplumbağa beni her oyunda yeniyor” dermiş.
Tavşan: “Her seferinde o kazanıyor, düşünüyor , düşünüyor ve bir defada beni yeniyor. Buna bir çare bulmalıyım..
Hm o yavaş ve hantal bir kaplumbağa ve ben ise şehrin en hızlı tavşanıyım” diye aklından geçiriyormuş.
Bir gün Tavşan düşünmüş, düşünmüş ve en sonunda kaplumbağanın kendisini yenemeyeceği bir oyun oynamaya karar vermiş. kaplumbağa ile koşma yarış yapacaklarmış.
Hemen kaplumbağanın yanına gitmiş.
Tavşan: “Sen beni her oyunda yeniyorsun , yarış yapmaya ne dersin?” diye sormuş.
Kaplumbağa kabul etmiş ve yarış yapmaya karar vermişler.
Koşacakları yolda yerlerini almışlar, üçten geriye sayıp koşmaya başlamışlar.
Hatta tavşan yarışa o kadar hızla başlamış ki, tavşanın çıkardığı rüzgar yüzünden Kaplumbağa yere bile düşmüş.
Kaplumbağa ayağa kalktığında tavşan neredeyse yolun yarısını bitirmişmiş .
Ama kendisine çok güveniyormuş.
Bitiş çizgisine çok az bir yolu kalmışken yolda bayan ayıyı görmüş.
Tavşan: “Merhaba, yardıma ihtiyacın varmış gibi görünüyorsun. Aslında şu an bir yarıştayım ama bu öğlene kadar baya boş bir vaktim var. O yüzden sana yardım edip biraz eğleneyim” demiş.
Bayan Ayı: “Aslında ben de tam yemek yapmayı planlıyordum, etrafı toplamama yardımcı olursun belki” demiş.
Tavşan: “Madem o kadar ısrar ediyorsunuz, size yardımcı olayım” demiş ve çimleri kesip ayıya yardım etmiş, sonra da oturup yemek yemeye koyulmuş.
Tam yemek bitmeye yakın, tavşan fark etmiş ki Kaplumbağa durmadan yürümüş ve tavşana yetişmiş, hatta geçmiş bile.
Tavşan bir hızla oturduğu yerden kalkmış ve onu tekrar geçmek için koşmaya başlamış.
Bu sefer daha hızlı koşuyormuş. Ve Kaplumbağayı tekrar geçmiş,bu kadar hızlı koştuğu için yorulmuş ve bir ağacın gölgesine oturmuş. Ve biraz uyumaktan bir zarar gelmeyeceğini düşünmüş.
Bir süre uyuduktan sonra uyanmış ve Kaplumbağanın önünde koştuğunu görmüş.
Tavşan oradaki bir kunduz yuvasına gitmiş ve kunduza;,”kunduz kardeş bu Kaplumbağa hile mi yapıyor ? Benden hızlı nasıl olabilir ?” diye sormuş.
“Ben sana söyleyeyim tavşan kardeş, sen horul horul uyurken o büyük bir azimle sürekli koşmaya devam ediyor. Sen onu çok hafife alıyorsun” demiş.
Tavsan “hah ne var ki? ben onu bir hamlede geçerim” demiş.
Kunduz: “Sen onu çok hafife alıyorsun tavşan kardeş , şimdi sen onu bir hamlede geçersen hile yapmış olmaz mısın. Bu yarışı gerçekten kazanmış olur musun diye sormuş? “,tavşan: “Hmm Haklısın kunduz kardeş ,şimdi ben onu geçersem hile yapmış olurum” demiş ve kunduza hak vermiş.
Bu sırada Kaplumbağa bitiş çizgisine iyice yaklaşmış.
Tüm ormandaki dostları bitiş çizgisindeki yerini almış ve kimin kazanacağını görmek için heyecanla beklemeye başlamışlar!,Derken, yolun ucundan yarışmacılardan biri görünmüş. Bir de ne görsünler, bu gelen bizim yavaş kaplumbağa değil miymiş?,Tavşan ise ortalarda yokmuş,Kaplumbağa o yavaş haliyle koşmuş, koşmuş, sonra da bitiş çizgisini geçip birinci oluvermiş!,-Sincap: “Hey bakın biri geliyor bakın bu kaplumbağa.” diye seslenmiş arkadaşlarına.
Tavuk şaşırarak “Kim?… diye sormuş.
Yılan: “Bu şey şey.. Bu Kaplumbağa .” demiş şaşkınlıkla!,Kaplumbağa ise azmiyle gururlu bir şekilde “evet sonunda bitiş çizgisine geldim.” diye cevap vermiş ormandaki dostlarına.
Seyirciler kaplumbağayı kutlayadursunlar, yolun ucundan, var gücüyle koşarak gelen tavşan görünmüş.
Kan ter içindeki tavşan da bitiş çizgisine gelmiş ve kaplumbağanın yanında durmuş:,”Kutlarım seni, kutlarım Kaplumbağa kardeş. Benden hızlıydın tebrik ederim” demiş.
Kaplumbağa da: “Hayır hayır, ben senden hızlı değilim .Bunu herkes biliyor. İsteseydin sen yarışmayı kazanabilirdin” demiş.
Tavşan da: “Evet kazanabilirdim. Ama anladım ki önemli olan senin gibi inanarak , yarışmayı kazanmak için azimle çalışmakmış. Hızlı olmak önemli değilmiş.
En önemlisi çalışmakmış. Tıpkı senin yaptığın gibi… Gene beni yendin” demiş.
Sonra da tavşan ve kaplumbağa, mutlu bir şekilde sonsuza kadar dost kalarak yaşamaya devam etmişler.
Yorum 0